DUBAI
En büyüklerin ülkesi DUBAİ ..
En büyük göletler,en yüksek binalar,en büyük alışveriş merkezleri... Koskoca çölün ortasında en hızlı büyüyen şehir Dubai...
Tarihinin olmayışı, yüksek binalar ve alışveriş merkezleri üzerine kurulu bir yaşam şekli size buranın gezmeye değer olmadığını düşündürüyorsa sakın gitmeyin. Burası yapay bir şehir ve mimarlık harikası.
Dört buçuk saatte ulaşabileceğiniz küçük Amerika. Çölde insan eliyle yaratılmış bir vaha... O kadar çok şey var ki anlatılacak... Ancak gidip görmeniz ve yaşamanız lazım. Öyle çok uzun mesafeler yapmadan Dubai' de her şeyi bir arada bulursunuz. Amerika'nın en meşhur burgercileri, alışveriş markaları, en ünlü restoranlar,cafeler, tavukçular...
Biz Dubai'nin yeni yerleşim taraflarında konakladık. Merit Lake Towers 38. kat... Sanki denizin içinde uyuyorduk. Her yer suni göl. Aşağıda en çok merak ettiğim temizlikti. İnsan o göle bir yaprak bir pet şişe bir torba düşürmez mi ! yok inanın tertemiz içilebilir kıvamda desem inanın buna. Lüksün şatafatın en iyisi, en kalitelisi. Kahvaltı, brunch, suşiler, inanılmaz tatlar inanılmaz servis.
İlk gün tabii ki Dubai Mall'e gittik. Dünyanın en büyük alışveriş merkezi, içinde yok yok . En başta akvaryum, korku tüneli,Legoland, 3D sinemalar,dünyanın en tanınmış markaları ve yemek yerleri, dondurmacılar tatlıcılar pastacılar… Elbette bir günde asla bitmez. Hayatınızda hiç görmediğiniz türden balıkları akvaryumda görebilirsiniz. Giriş ücretli ama dışarıdan da görebilirsiniz. Ancak benim fikrim, içeri girip o atmosferi yaşamanız yönünde.
The Dubai Fountain, açık alanda akşam 18.00'den sonra başlayan, her yarım saatte bir yapılan inanılmaz fıskiye şovu (tabii ki Arap şarkıları eşliğinde). Burj Khalifanın üstünde yapılan ışıklı gösteri o kadar etkileyici ki... Arap müzikleri ve ihtişam sizi mest edecektir. O kadar çok gezmiştik ki gece otele geldiğimizde direkt uyuduk.
İkinci gün, artık çölde safari yaptık (ki bunu otel lobilerinde programlayabiliyorsunuz). Ayrıca paket olarak tur alırsanız güzel indirimler de yapılıyor. Alabildiğine ince sarı kum ,zayıf ve kel develer. Kuma gömülmeyelim diye ciplerin lastiklerinin havasını alıyorlar. Saat 15:00 ile 22:00 arası yapılıyor. Akşamları biraz soğuk olabiliyor. Bu tura giderseniz kesinlikle yanınıza ince bir eşarp alınız ki yüzünüze gelen kumlar sizi rahatsız etmesin, saç dipleriniz kum olmasın. Gece gittiğimiz kamp çok zevkliydi. Gecenin unutulmazı tennure şovu, oryantal dansöz, ve tabiki leziz yemekler.
Üçüncü gün, çok merak ettiğim Palmiye Adası'ydı. Kaya ve kum taşıyarak palmiyeye benzeyen bir ada tasarlamışlar. Burada evler, rezidanslar, lüks oteller bulunmakta. Palmiyenin etrafındaki çembere ulaşmak için denizin altından yol yapmışlar. Atlantis Otel kesinlikle görülmeli .Ben en çok bu oteli beğendim. Burada bir başka aqua park daha var. Palmiyeden marinaya baktık ve o bölgede yüzmeye gittik.
Jumeriah Beach ise muhteşem. Sahil ipek gibi, beyaz kumlu, denizi bulanık ama masmavi renkli. Marinada yemek yiyebilir, hediyelik eşya alabilir ve nargile içebilirsiniz. O kadar güzel bir sahil ki 'Miami Beach de neymiş!' dedim. Gece saat 22:00'de bile hala denizdeydik. Ama en çok ilgimi çeken, Dubaili hanımlar... Hepsi çarşaflı, sadece yüzleri açık. Kumsala kadınlar valizleri ve çarşaflı halde geliyorlar ve inanılmaz şık bir şekilde denize giriyorlar.
Burj Khalifa, dünyanın en yüksek binası. Betonarme bina üstüne çelik konstrüksiyonla yükseltilmiş, içinde iş merkezleri, oteller ve restoranlar olan insan eliyle yapılmış dev mimari görüntüyü ziyaret zamanı. Dubai Mall'in içinden çıkılıyor. Giriş ücretli. Önce sizi odaya alıp ,ki bu bölüm bölüm sayılı kişi ile yapılıyor, size nasıl bir yol izleyeceğiniz, nasıl en tepeye çıkacağınız, kaç asansör değiştireceğiniz anlatılıyor. Nizamı bozmamamız gerektiği ve çok fazla ziyaretçi olduğu için her şey çok planlı bir şekilde programlanmış . Orada insanın içini bir heyecan basıyor. Asansörler 10 kişilik, müzikli ve çok konforlu. Nasıl çıktığınızı anlamıyorsunuz. Tabiki dünyanın en hızlı asansörü bunlar. Biz 124. kata nasıl çıktık anlamadım. 123. katta Atmosphere Bar var. Bazı kişiler burada oturup içkilerini yudumlarken fotoğraf çekmeyi tercih ediyorlar. Ama biz gezerek, yaşayarak fotoğraf çekmeyi tercih ettik . En yüksek uca kadar çıkmak da ekstra ücretli. Biz ekstra verip en tepeye kadar çıktık. Orada bizi çok zarif hanımlar ve beyler, lezzetli ikramlarla birlikte 'hoş geldiniz' diyerek karşıladılar. Sonra rehberlerimiz bizi alıp anlatmaya başladı. Ben asla cam kenarında durup fotoğraf çektiremedim, titredim. Ancak arkadaşım elimden tutunca fotoğraf çektirebildim. O derece korkunç bir yükseklik. Uçak korkum asla yoktur ama bu his çok farklıymış.
Mall of Emirates, Dubai'nin ikinci en yüksek alışveriş merkezi. Buranın özelliği, içinde bir kayak pistinin var olması. Dışarısı 50 dereceyen içeride bir kar pisti... Kayakta profesyoneller için kısa ama bilmeyenler için gayet uzun bir pist. Telesiyej bile var. Ama beni tabii ki cezbeden Cheesecake Factory. Tampa Florida da deli gibi yemiştim. Burada kayak yapanları seyrederken, en az 5 ceşit tatma fırsatım oldu.
Dubai' den Abu Dhabi ye gidebilir, Ferrari World'u ziyaret edebilirsiniz. Dünyanın en hızlı roller coasterına binebilirsiniz.
Dubai'de herkes İngilizce konuşabiliyor, yanınınza giderken Amerikan Doları almanızı tavsiye ederim.
Dubai'de gözlemlediğim diğer manzaralara gelirsem;
Hindistanlı, Filipinli işçileri çalıştırtıyorlar. Hiç Arap garson görmedim. Hediyelik eşya olarak, renkli kumlarla dolu şişeleri her yerde bulabilirsiniz.
Yollar 6-8 şeritli ama yine de trafik sıkışık olabiliyor. En güzel gidilecek aylar Kasım–Mayıs arası.
Umumi tuvaletlerde hep bir duş var. Son derece temizler.
Alışveriş sonsuz ama hiç de ucuz değil.
Bol bol fotoğraf çekiniz ki bu muhteşem görüntüleri kaydedin...